Tüm ülke olarak uzun zamandır yaşamadığımız sıcaklarla bunalıyoruz. Ankara son 30 yılın en sıcak yazını yaşıyor.
Ve akıllara bundan tam 65 sene evveli geliyor. Asya kıtasının doğu ucunu tutan Japonya 1945'in bu zamanları en karanlık günlerini yaşıyordu.
6 Ağustos'da Hiroşima kenti "Enola Gay" isimli uçak (ki bu pilotun annesinin ismiydi.) tarafından bombalanmış, Japonya'nın koşulsuz teslim olması istenmiş, ama İmparator Hirohito bu teklifi kabul etmemişti. Bu red üzerine 9 Ağustos günü "Fat Man" (Şişman Adam) isimli uçak bu kez Nagasaki semalarına ölüm çekirdeğini bıraktı.
![]() | |
9 Ağustos 1945, Nagasaki, Bombadan Oluşan Mantar |
14 Ağustos'ta Japonya teslim oldu.
Ve tarih bunları yazdı...
Peki "o an" ve sonrasında insanlar neler yaşadı?
40 lı derecelerde bezdiğimiz bu günlerden tam 65 yıl evvel Japonya'da insanlar ani bir sıcak hava dalgası ve 5000 dereceye kadar yükselen sıcaklık dolayısıyla adeta buharlaştılar. Bazısı ilk anda, bazıları ise yavaş yavaş, adeta eriyerek, acılar içinde can verdiler. Hasbelkader hayatta kalanlar ise tanıdıkları, tanımadıkları binlerce insanın gözleri önünde ölmelerini çaresizlik içinde seyrettiler.
Savaşın acıları zaten bomba bu topraklara düşmeden çok evvel dahil olmuştu Japon halkına. Pasifikte savaş başladığından beri açlık ve sefalet vatandaşlık koşulu haline gelmiş, var yok orduya gönderilir olmuştu.
Ve o bombalarla can verenlerin belki de büyük bir kısmının gözü arkada gitti. Yiyemedikleri bir parça pirinç topunun arzusu ve karınlarının gurultusu, şiddetli bir ölümle son buldu.
Bilim belki de insanlık tarihinde ilk defa bu kadar çirkinleşmiş, bu kadar ölümcül hale gelmişti.
![]() |
Termal Radyasyonla Yanmış Bir Japon |
Nihayetinde Pasifikteki kanlı çarpışmalar sona ermiş, ama bir kez daha "filler ve çimen" önermesi doğrulanmış, olan çimenlere olmuştu.Sonuç ölen onbinler, sakat onbinler ve etkisi evladiyelik DNA bozucu o korkunç radyasyon...
Şimdi 2010 yılındayız. 6 Ağustos'da Hiroşima'da yapılan törenlere, Başkan Obama'nın talimatıyla ilk kez ülkede bulunan ABD büyükelçisi de katıldı. Japonlar Obama'ya verilen Barış Nobeli sonrası bu törenlere davetlerini artırdılar. The New York Times'ın haberinde 79 yaşındaki, bombalamalardan sağ kurtulan ve Hiroşima Barış Müzesi eski müdürü Akihiro Takashi "65 yıl geçtikten sonra özür dilemek için bir sebep yok." diyor ve ekliyor "Biz Başkan Obama'dan burada gerçekten nelerin yaşandığını kendi gözleri ile görmesini istiyoruz. Bu ona nükleer silahları ortadan kaldırmak için daha güçlü bir irade verecektir."
![]() |
Hiroşima'nın Bombalanmasının 65.yılı anma töreninde Motoyasu nehrine kağıt fenerler bırakıp, kurbanlara dua eden çocuklar. |
Başkan Obama Prag'da Medvedev ile nükleer silahları azaltma ile ilgili antlaşmalar imzalıyor. 7 yıl içerisinde sahip oldukları nükleer silahları üçte bir oranında düşürmeyi hedeflediklerini iddia ediyorlar. Bu cephede sanki herşey toz pembe gibi bir görüntü verilmeye çalışılıyor dünya kamuoyuna.
Peki seçim öncesi Irak ve Afganistan ile ilgili barış dolu vaatler ile seçmen karşısına çıkan ama Bush dönemi siyasetinden farklı adımlarını henüz görmediğimiz, kanlı ellerini henüz yıkamamışken, avuçlarına nobel barış ödülü bırakılan bir başkanın vaadlerine ne kadar itibar edilir?Bu hareketler olsa olsa İran, Suriye gibi başlarını kaldırmalarına müsaade etmek istemedikleri ülkelerin geliştirmekte oldukları nükleer programları engelleme hakkını kendilerinde görebilmek için yapılmış riyakar adımlardır.
Gerçek iyi niyet, gerçek barışçıl yaklaşım ancak Iraktan Afganistana dünyanın dört bir yanına bir tümör gibi invazyon göstermiş militarist ve işgalci yapılanmanın sonlanması ile ikna edici olur.
Resmi olarak silahlanma için nükleer teknolojiyi kullandığı iddia edilen İran, dünyanın en önemli nükleer silah rezervlerinden biri olan ABD tarafından olabildiğine sıkıştırılırken, yanıbaşındaki İsrail'in her gün defalarca insanlık suçu işlediği ve nükleer silahlarını & teknolojisini inkar etmediği halde herhangi bir yaptırıma maruz kalmaması barışçı(!) niyetlerin halisliği konusunda bir kanaate varmamıza yardımcı oluyor.
Bu hazin olayın yıldönümünde tüm dünya insanları olarak tekrar 6 - 9 Ağustos ve türevleri yaşanmasın diye birlikte ve dik durmalıyız. Gösterişlere aldanmayıp, gerçek nükleer ve askeri devlet anlayışından arınılması için hep birlikte adeta "eller yukarı !" dercesine filleri ürkütmeliyiz. Yoksa yine çimenler ezilecek ve filler yoluna devam edecektir vesselam...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder